Sıtkı Şeremetli – Köşe Yazısı

''KAR YAĞIYOR OĞUL, MİLLET MALIDIR ZİYAN OLMASIN''

PAYLAŞ
Youtube Kanalı VİDEO

Milletin, tüyü bitmedik yetimin hakkını yiyenler bu şanlı ecdadın evlatları olamaz!
Ahlak çok önemli.
Adalet çok önemli.
Toplumları da bireyleri de ayakta tutan en önemli zenginliklerdir bunlar…
xxx
Hoca tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı yazıyor.
‘Bakın’ diyor. ‘Bu, ahlaktır. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey...’
Sonra (1)’in yanına bir (0) koyuyor:
‘Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik (1)’i (10) yapar’.
Bir (0) daha...
‘Bu, tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz’. Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor:
Yetenek... Disiplin... Sevgi...
Eklenen her yeni (0)’ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca... Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1)’i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor. Ve hoca yorumu patlatıyor:
‘Ahlak yoksa öbürleri hiçtir’.”
xxx
Yolsuzlukların, hırsızlıkların, ahlaksızlıkların arttığı bir dönemde ecdadın kahramanlığı, vatan-millet sevgisi nasılmış anlaşılsın istedim. Hikâyeyi okuyunca kendi kendime sormadan edemedim: ''Devlet malı deniz, yemeyen domuz'' diyerek, kalplerinde Allah korkusu da olmadan tüyü bitmedik yetimin hakkını yiyenler kahraman ecdadımın has evlatları mıdır acep? Olabilir mi, mümkün mü bu? ''Olamaz elbet.
Peki, öyleyse kim bunlar?
Hikâyeyi okuyun ve buna siz karar verin…
xxx
KURTULUŞ SAVAŞI, BEBESİNDEN ÖNCE BU VATANI DÜŞÜNEN MUKADDES İNSANLARIN AZMİ İLE KAZANILDI
Kurtuluş Savaşı yapıldığı yıllarda uzun yollarda kesintisiz süren bir akışla savaş alanlarına inen mübarek kağnı kafilelerine her zaman rast gelirdim. Görüntü hiç değişmezdi: Zayıf öküzlerin çektikleri cephane yüklü arabalar ve bunların başlarında yanık yüzlü, çıplak ayaklı kadınlar, ihtiyarlar hatta çocuklar… Çok defa yolun kenarına çekilir, onların geçişini gözlerim yaşararak seyreder, kağnıların gıcırtılarını ilahi bir musiki gibi dinlerdim.
Karlı bir gün Çerkeş önlerinde kağnılarla cephane taşıyan bir kadın kafilesine rast gelmiştik. Kafile yaklaştı ve selamlaştık. Biz soğuktan kalın örtüler altında bile titrerken, arkasındaki peştamalda bebeği bulunan ama buna rağmen tek yorganını bebeğin üstüne değil de; arabaya örten bir ninenin çıplak ayaklarla karları çiğnediğini görünce içimde bir merhamet sızladı. Yorganı arkasına sardığı peştamalın içinde ara sıra hıçkıran bir bebeğin üzerine değil de, niçin arabanın üzerine serdiğini sormak gereğini duydum. Sorumu garip bir tarzda karşıladı. Anlaşılan bu durumu konuşmaya değer bulmuyordu. Cevap beklediğimi anlayınca, kutsal bir şeye yaklaşır gibi kağnıya yaklaştı, yorganı aralayarak altındaki mermileri gösterdi:-Kar serpeliyor oğlum, millet malıdır yazık, nem kapmasın.- ''Uçlarından çekerek yorganı mermilere sıkı sıkı sardı. Az önceki merhametimden utandım. İşte Kurtuluş Savaşı, bebesinden önce bu vatanı düşünen mukaddes insanların azmiyle kazanıldı''(Anlatan: Mustafa Necati Bey)
 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN