Sıtkı Şeremetli - Köşe Yazısı

TÜRK ORDUSU, RESULULLAH'IN ORDUSU

PAYLAŞ
Youtube Kanalı VİDEO

Tüm dünya bilir, dünya tarihi de yazar.
Türk ordusu adaletlidir.
Mehmetçik şefkatlidir.
Cündullah (Allah'ın askeri sayar kendisini)…
Zulmetmez, eziyet etmez,
Hak'tan, Hakkaniyetten ayrılmaz.
Zalim Batı(ABD-AB/İngiliz, Fransız'ın vb.) açlık ve yokluğa mahkûm ettiği dünyanın umudu Türk ve Türkiye'dir.
Son olaylarla görüyoruz ki;
Emperyalistlerin acımasızca saldırdığı Orta Doğu'da artık bir Türk önderliği, Türk şahlanışı ile yeni bir sayfa açılmaktadır.
Türk dünyasının, İslam âleminin, insanlığın, tüm mazlumların yegâne umudu TÜRKİYE'dir.
Aşağıdaki yaşanmış hikâye bu gerçeğin örneği ve müjdecisi…
xxx
Çatışmanın içinden gelen ve içinizi derinden sızlatacak olan bu yazıyı Tel-Abyad’ın teröristlerden temizlenmesi sırasında tim komutanlığı yapan, Denizhan Demirci adındaki askerimiz yazmış.
“.......Köye yakın mevzilerde çatışma bitmişti.
Teröristler arkalarında silah ve mühimmat ne varsa bırakmış, köydeki ahalinin yiyecek ve içeceklerini de alarak iç bölgelere kaçmıştı.
Köye girdiğimizde çocuk ve kadınların ağırlıkta olduğu bir kalabalık güvenli olduğunu düşündükleri bir evde akıbetlerini hep birlikte beklerken kapıyı açtık.
''Türkler geldi'' diye çocuk çığlıkları karşıladı bizi.
Uzatmayayım, hepsine kumanyamızdan dağıttık.
Belli ki örgüt halkın açlığını pek önemsememiş, onları, üzerlerine strateji kurgulanacak piyonlar olarak gördüklerinden, beslenmelerini pek dikkate almamışlardı.
Tüm çocuklar açlığın verdiği çaresizlikle verdiğimiz kumanyaları hızlıca yemeğe başlamıştı ki, gözüm kenarda oturan yay kaşlı, hafif çekik gözleri altında yüzü yaşından çok daha olgun görünen bir çocuğa takıldı alaca karanlıkta.
Bir şey yemiyor, kenarda sessizce oturuyordu.
Bu hali dikkatimi çekti.
''Acaba karnı tok mu?'', diye geçirdim içimden.
Oğlum gözümün önüne geldi.
Yanına gidip adını sordum.
"Haydar Ali" dedi.
''Sevmez misin verdiklerimizi?'' dedim.
''Severim'' dedi.
''Neden yemiyorsun?'' dedim.
12 yaşındaki çocuk, 12 sene düşünsem aklıma gelmez bir cevap verdi ki, önce benim, sonra tüm timin gözlerinden yaşlar süzüldü.
"Siz Resulullah’ın ordususunuz. Açlıktan ölüp Allah'ın huzuruna varsam, (ben çocuğum), Allah bana hesap sormaz. Ama sizin kumanyanızı yersem ve siz bir karış geri kalsanız bunun vebalini ödeyemem.” dedi.
Ellerim titreyerek tuttum yanaklarını iki elimle.
Alnından hem öptüm, hem de kokladım.
''Ye çocuk dedim, ''ye,
Ye büyü ki sen de bu orduya nefer ol.''
''Helal edin dedi.
Bütün tim sanki cenazede mevtaya hakkını helal eder gibi; "Helal olsun" diye haykırdı.
Haydar Ali’yi köyünde bırakıp intikale devam ederken artık hiçbirimiz o köye girerken ki askerler değildik.
Yola çıkarken içtiğimiz andı hatırladık.
O kadar gurur duyduk ki yaptığımız işle, yorgunluğumuzu bile unuttuk.
Dualarınızı eksik etmeyin.
Daha kurtarılacak Haydar Alilerimiz var.”

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN