Yine Yanıyoruz Biz de Ormanlarımız da…
Son birkaç gündür kelimenin tam anlamıyla resmen yanıyoruz. Hava sıcaklıkları anormalin üstünde ve biz insanlar yanıyoruz. Böylesi sıcak havaların en büyük tehlikesi olan orman yangınları da memleketimizin dört bir tarafında devam ediyor. Yani her iki anlamda da yanıyoruz. Hem biz yanıyoruz hem de ormanlarımız. İkisinin de bize direkt zararı var ve bütün bunların sonucunda da içimiz, ciğerlerimiz yanıyor.
Her yıl maalesef içimizi acıtan, adeta içimizi yakan orman yangınları bu yıl belki de daha fazla yine kendini göstermeye başladı. Özellikle Balıkesir’de hemen her gün bazen iki üç yerde yangınları yaşıyoruz…
İşte işin acı yönü bu; hangi hainler tarafından yakılıyor bu ormanlarımız ve canım güzelliklerimiz? Yetkililerin ve vatandaş olarak bizlerin çok dikkatli olması gerekiyor. Çünkü yapılan açıklamalarda, bu orman yangınlarının yüzde 97'sinin kasıtlı veya kasıtsız insan kaynaklı olduğu belirtildi… Nitekim Biçerdöver etkinlikleri yasaklandı.
Bu yangınların çıktığı yerler, hepimizin bildiği gibi güzel vatanımızın cennet köşeleri. Gidip en değerli alanlarımız ve burada bulunan ormanlarımız insafsızca, vicdansızca belki de ateşe veriliyor. Kim veriyor, neden veriyor, nasıl veriyor? Aslında tahmin edilen nedenler var ama ispatı için kesin delillerin olması ve de yapanların tespit edilmesi anladığımız kadarıyla fazla mümkün olmuyor. Her ne ise; bu en kıymetli hazinemiz olan ormanlarımızın göz göre göre yok olmasına asla izin vermemek adına ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Ha, yapılmıyor mu? Elbette yapılıyordur, ama önlemleri daha da arttırmak ve çok acımasızca bu işin üstüne gidilmesi gerekiyor.
Ormanlarımız böyle yanarken biz insanlar da mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklardan yanıyoruz. Bunun da şu son birkaç günde etkisi çok fazla oldu. Uzmanlar özellikle kalp hastalığı yaşayan ve solunum sıkıntısı çekenler için büyük bir tehlikenin olduğunu belirtiyor. Böylesi durumda bulunan kişilerin kesinlikle direkt olarak güneşe maruz kalmaması gerektiği vurgulanıyor. Peki, ne yapalım? Ne yapılması gerektiği söyleniyor…
Uzun süreli olarak direkt güneşe maruz kalmamak. Bu en koruyucu tedbir olarak belirtiliyor. İyi de adam mecbur, çalışmak zorunda ve güneşin altında da kalacak! E, o zaman, eğer sağlıklıysa olabilir. Ama belirttiğim rahatsızlıkları olanlar kesinlikle söylenenlere uymak zorunda; yoksa çok kötü sonuçlar yaşayabilirler.
Bu konuda sosyal medyada çok hoşuma giden bir paylaşım ile yazıma son vermek istiyorum. Trakyalı vatandaşlarımız diyorlarmış ki; “ Te be üzlemediniz mi Balkanlardan gelen soğuk hava dalgasını?” Ne yalan söyleyelim: “Üzledik be ya…”
Bakmadan Geçme




