AH GENÇLİĞİM, VAH GENÇLİĞİM!

Günümüzde gençlerin işi çok zor. Şartlar çok ağır. Eğitim ve iş hayatı için verilecek olan mücadele, çetin yolların aşılmasını gerektiriyor. Bütün bunlar kabulümüz. Ama bir kere dur ve düşün. Ben neredeyim, elimdeki imkanlar neler ve ben ne yapabilirim??? Bu soruya mutlaka cevap vermek zorunda bir genç. Evet, yine bir 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve konumuz gençler…

Bu vesile ile Atatürk ve Gençliğimiz konusunda bir kaç cümle sarf etmek istiyorum. Yıllar içinde, gerek eğitimciliğim esnasında, gerekse programlarda Atatürk konusunda hep duyarlı olmaya gayret ettim. Atatürk'ün en iyi şekilde ifade edilmesi gerektiğine inanıyorum. Eğer Atatürk tüm yönleri ile iyi anlatılırsa ve iyi anlaşılırsa gençlerin siyasi ve devlet adamlığı anlamında başka bir örnek aramaya ihtiyacı olmaz diye düşünüyorum. Çünkü hemen hemen her anlamda devlet idaresi için gerekli bütün tecrübeleri yaşamış, uygulamış bir lider olan Atatürk, Türk Milletine en uygun yenilikleri getirmiştir. Hal böyle olduğu halde geçmiş yıllarda özellikle yabancı ülkelerden ideolojik liderlerin peşinden giden gençler sonraki dönemlerinde ne kadar yanıldıklarını mutlaka anlamışlardır diye düşünüyorum. Çünkü içinde bulunduğumuz yıllarda bile Atatürk'ün uzun yıllar önce öngördüklerinin bugün nasıl geçerli olduğunu görüyoruz. Bunu aklıselim herkesin kabul edeceğini zannediyorum. Bu konuda daha uzun uzun yazılabilir tabii ki ama biraz da gençlerimizle ilgili birkaç kelam etmek istiyorum.

Öncelikle şunu belirteyim. Bir genç ne istediğini bilecek. Bence en önemli konu bu... Ne istediğini bilen bir genç, ne yapması gerektiğini de biliyor. Bunu yıllar içinde çok gördüm. Gözümün önünde birçok gencin başardığını görürken, maalesef birçoğunun da amacına ulaşamadığını bizzat gözlemledim. Tam dönüm noktalarında, karar aşamalarında eğer doğru işi yaparlarsa ve doğru rehberleri seçerlerse kendilerini kurtarıyorlar, yoksa sen sağ ben selamet. Bir de bakmışlar en güzel yılları boşa geçmiş, hatta tren kaçmış. Yani, ah gençliğim vah gençliğim…

Ne istediğine makul ve mantıklı cevap veren bir gençse, başarılı olmak için ilk adımı atmış demektir. Ondan sonra artık karşısına çıkacak olan zorluklara karşı yılmadan mücadele vermeye başlayacaktır. Bu yolda büyük özverilerde bulunanlar amaçlarına ulaşmışlardır. En iyi okulları kazanmanın ve en iyi okullarda okuyabilmenin tek yolu budur. Gençken kan kaynarken, kan deliyken bunları düşünebilmek biraz zor, bunu anlıyorum. Ama anlamak ve de anlatmak zorundayız.

Burada ebeveynlere de hakikaten çok iş düşüyor. Çocuklarımıza ve gençlerimize aşırı baskı uygulamamalıyız. Eğilimleri ve de yetenekleri ölçüsünde onları yönlendirmemiz lazım. Yoksa bizim istediğimiz veya görmek istediğimiz gibi değil. Çünkü çok örneklerini gördüm sonunda sükûtu hayale uğranıyor. Gençlerimizin aşırı enerjisini ebeveynler olarak bizler kuvvetli bir muhakeme ile onları üzmeden ve de fazla baskı kurmadan kanalize edebiliriz ki, en ideali de böyledir.

Sonsöz, gençlerin; gençliğini, gençken harcamamaları; ah gençliğim vah gençliğim dememeleri için ne gerekiyorsa yapmalarının önünü açmalıyız...

Bakmadan Geçme