Ramazan Demir yazdı... ÖLDÜKTEN SONRA GÜZEL İNSAN OLUNMUYOR!
Dünya işlerine o kadar kaptırdık ki kendimizi, gözlerimiz en yakınımızdakini bile göremez hale geldi. Bedenlerimiz ayakta ama ruhlarımız yorgun kalp gözlerimiz kapalı, vicdanlarımız sessizliğe gömülmüş gibi. Neden mi? Olcay abi örneğini verip hemen anlatayım sana..
★
Olcay Özal, kendisinden başkasına zararı olmayan bizim şehirdeki güzel insanlardan biriydi.
Gazeteciliğe özendiren bendim.
Profesyonel futbol yaşamından sonra geldiği Balıkesir'de hem amatör futbol oynadı, hem de antrenörlük yaptı.
Yeni Haber'de amatör spor haberleriyle başladığı kariyerine, Akşam, Star ve Türkiye, Hürriyet gazeteleriyle İHA yurt muhabirliğini de ekledi.
Enteresan fotoğraflar çekerdi.
Her fotoğraf karesinin ayrı öyküsü vardı.
Bizlerin onlarca sayfa yazıp anlatamayacağı hikayeleri tek bir kareyle insanların gözüne adeta sokar, beyinlerine kazırdı!
Kimimiz gülüp geçse de, kadrajına sığdırdığı çiçek, böcek, kedi, köpek, doğa ve insan manzarasını içeren fotoğrafları kalp gözüyle bakmasını bileni büyülüyordu.
★
Sokakta, caddede, okulda, sanat galerilerinde yüzlerce sergi açtı.
Sadece Balıkesir'de değil, yurdun bir çok yerinde fotoğraflarını sergiledi.
Sanırsam Türkiye'nin sergi açma rekortmeniydi Olcay abi..
Şehirdeki her gazetenin gönüllü muhabiri gibiydi. Gazeteleri tek tek dolaşır, haberlerini servis eder ve tek kuruşluk maddi karşılık beklemezdi.
Haberi, fotoğrafı yayımlandığında piyangodan en büyük ikramiye çıkmış gibi sevinip, heyecanlanırdı.
Ondaki habercilik aşkı bir başkaydı. Belediyecilerin ağzının içine bakılan günümüzde Olcay abi gibileri mumla arıyoruz!
★
Kıskananları da yok değildi, çoktu!
Hayli dert yanmışlığı vardır bana.
"Görme, duyma, onlar yokmuş gibi davran be abi.. Bilirsin 'kedi ulaşamadığı ciğere murdar dermiş'. Hasetlenenler patlasın. Durmak yok, yeni sergi için yola devam abim" vb. ifadeleri işittiğinde yüzü gülmeye başlardı.
Hatta bir gün "Olcay abiyi kıskananlar çatlasın" başlığıyla yazdığım makalemi fotoğraflarının arasında taşır, her gördüğünde; "beni ateşledin, ihya ettin" derdi.
Cenazesinde kıymetli eşi Adalet abla hatırlatmıştı o satırlarımızı.
"Seni ayrı bir severdi Ramazan" derken gözyaşları sağanak yağmur damlası gibiydi.
"Tarkan gittikten sonra biz çöktük, bir daha toparlanamadık Ramazan" dediğinde ise, için için akan gözyaşlarım yüreğimdeki yangına kor oluyordu!
★
Arkeolog idi Tarkan.
Balıkesir Kültür Müdürlüğü'nde çalışıyordu.
Kyzikos Antik Kenti kazı görevlisi olarak bulunduğu Erdek'te talihsiz bir deniz kazası sonucu genç yaşta yaşamını yitirdi.
Her yaştan insana karşı saygılı, heyecanlı ve yüreği sevgi dolu biriydi.
Öldüğünde Kuvayi Milliye Müzesi bahçesindeki kedilerin yas tutuşuna da şahit olmuştu bu gözler.
11 yıl önceki cenazesinde Olcay abinin; "Tarkan'ım beni de yanında götür" diye ağıt yakışı şu an gibi gözlerimin önünde.
Şimdi Tarkan'ına kavuştu!
Üzerine titrediği evladının kabrine sakladığımızda son görevi yerine getirmek de bana düşmüştü.
★
Olcay Özal'ın seveni çok olsa da, Adaletiyle engelli kızı Kübra'dan başkası yoktu.
Son anda haberimiz olmasaydı az daha sessiz sedasız çekip gidecekti.
Belki de bir sonraki arayışımıza kadar öldüğünden bile bi haber yaşayacak, öğrendiğimizde mezarının yerini bile bilemeyecektik!
★
O değil de;
Dünya işlerine o kadar kaptırdık ki kendimizi, gözlerimiz en yakınımızdakini bile göremez hale geldi.
Bedenlerimiz ayakta ama ruhlarımız yorgun; kalp gözlerimiz kapalı, vicdanlarımız sessizliğe gömülmüş gibi.
Merhameti hızla, tefekkürü hırsla, insanlığı menfaatle değiştirdik.
Hep söylüyorum ya; medenileştikçe incelmedik, aksine vahşileştik…
Beton yükseldikçe yürekler daraldı, teknoloji ilerledikçe insan geriye düştü.
Kalabalıklar içinde yalnız, imkânlar içinde yoksul kaldık. Belki de yeniden insan olmayı hatırlamamız gerekiyor; durmayı, bakmayı, hissetmeyi… Çünkü kaybettiğimiz şey zaman değil, vicdanımız oldu.
★
Kardeşlerim;
İnsan arkadaşını, dostunu, sevdiğini bir süre görmediğinde aramalı, sesini duymalı, hâl hatırını sormalı.
Gücü yetmeyebilir insanın, imkânı olmayabilir; ama “Senin için ne yapabilirim?” demek, kalbin hâlâ diri olduğunun en güzel göstergesidir.
İnsan olduğumuzu hatırlamaktır bu vazife aslında..
Yoksa öldükten sonra "iyi insandı" demek... Cenazesinde boy gösterip, iki kürek toprak atmaktan kaçmak hiç bir mana ifade etmiyor bence.
★
Her şey sağlığında anlam kazanıyor.
Her yaptığınız ile her söylediğinizin içi o vakit dolu oluyor.
Ekonomik tarafınızla cimri olabilirsiniz.
Lâkin sevgiyi, arkadaşlığı, dostluğu gösterme noktasında eli açık, cömert olun.
Çünkü, şairin de dediği gibi,
"Güzel konuşmak, ince düşünmek, halden anlamak, sevmek, düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmek, sarılmak hep bedava biliyor musunuz?"
★
İki yıl önce bugün Hakk yolculuğuna uğurladığımız Olcay abimin ruhu şâd, mekanı cennet, makamı âli olsun. Rabbim rahmetiyle sarsın..
Selametle...
Bakmadan Geçme
BASKİ, su sayaçlarının donma riskine karşı aboneleri uyardı
Balıkesir’de Regaip Kandili’nin manevi huzuru yaşatıldı
Zabıtadan yılbaşı öncesi yoğun denetim
BAŞKAN ŞEHİRLİ 75. YIL PARKINDA İNCELEMELERDE BULUNDU
Büyükşehirden Gönen’de reflektör desteği
Başkan Akın’dan Havran’ın Kalabak Mahallesi’ne hayat veren yatırım