Sıtkı Şeremetli – Köşe Yazısı

SAHİP OLDUĞUMUZ ZENGİNLİKLERİN FARKINDA MIYIZ?

PAYLAŞ
Youtube Kanalı VİDEO

Hırslar yenilemiyor… Nefisler yenilemiyor…
Zenginleşme çabaları içinde sahip olunan değerler layıkı ile görülemiyor.
xxx
Yaşamı boyunca hep daha çok para kazanma çabası içinde olan zengin iş adamı hastalanmış. Kanser teşhisi konmuş. Sayılı ömür günü kaldığını öğrenince hayıflanmış: ''Keşke malım mülküm olmasaydı da sağlığım yerinde olsaydı'' demiş.
Bunun pek çok örneğini hepimiz biliyoruz.
xxx
Zenginlik?
Ne kadar, nereye kadar?
Afetler nice örnekler gösteriyor.
İşte son deprem.
Zengin vatandaş.
Evi ve parası çok.
Deprem her şeyini alıp götürmüş.
Tüm afetzede vatandaşlarla birlikte çadıra yerleşmiş. Dağıtılan sıcak çorbadan bir kâse alabilmek için sırada bekliyor.
xxx
Cenab-ı Allah herkese kimseye muhtaç olmayacak kadar geçim zenginliği versin.
Ona bir diyeceğim yok.
Ama daha çok zengin olabilmek için tüm insani değerleri yok sayanlara tepkim.
Kira istismarcılarına…
Haksız kazanç için fahiş fiyat uygulayanlara…
Tüyü bitmedik yetimin hakkını yiyenlere…
Yaptığı inşaattan malzeme çalıp binlerce insanın ölümüne sebep olanlara…
Sözüm onlara…
xxx
Zenginlik nedir?
Fakirlik nedir?
Kim zengindir?
Kim fakirdir?
Düşünün…
Birlikte düşünelim.
xxx
Fakirlik ve zenginliğin ne olduğunu hiç bir zaman tarif etmek mümkün değildir. Bazen para zenginlik sanılır ama her durumda bu geçerli değildir. Hasta insan için sağlık, olmayan için evlat, ya da kaybedilen ana, baba, kardeş ya da bir başka sevgi bazen en çok hayal edilen, arzulanan zenginlik olur.
Bu hikâye ne güzel bir örnek!
''Kadının biri, cömert olduğu söylenen yaşlı bir bilgeye gidip:
- Bu şehirde benden fakir insan yok! Demiş. Bana biraz yardım eder misiniz?
Bilge adam, kadının kucağındaki bebeğin bir ipeği andıran yanaklarını okşayıp öptükten sonra:
- Demek fakirsin! demiş. Hem de çok fakir. Ama karşılıksız yardım yapmak, âdetim değil! Eğer yardım istiyorsan, çocuğunun parmağını satman gerekir…
Kadın, önce deli olduğunu sanmış bilgenin. Daha sonra da, kötü bir şaka yaptığını... Ama adam ciddî görünüyormuş.
Kadına bir kese altın uzatıp:
- Ayak parmağına da razıyım! demiş. Zaten cerrah olduğumdan, ona acı çektirmem.
Kadın, bütün kanını donduran bu teklif üzerine kaçmayı düşünürken, adam:
- Sadece tırnağını söksem de olur! Diye devam etmiş. Biliyorsun zamanla yenisi çıkar.
Kadın, bu ruh hastasına daha fazla dayanamamış. Ve kapıyı çarpıp uzaklaşırken, adam onun arkasından:
- Nasıl bir fakir olduğunu anlayamadım! Diye bağırmış. Kucağındaki hazinenin tırnak kadar bir parçasını, bir kese altına değişmiyorsun!
Bazen o kadar başka şeylere yoğunlaşır, kafamızdan sürekli olarak o düşünceleri geçiririz ki, elimizde var olan zenginliklerin farkında bile olmayız.
Sağlık gibi. Evlat gibi. Ana, baba, kardeş, eş gibi… Ya da başkaları gibi...''
xxx
Hem birey olarak, hem millet olarak, huzura, sağlığa ihtiyacımız var.
Hırstan, haksız kazanç yarışından uzak,
Bencillikten, egoizmden uzak,
Sosyal adalete, bizde fazla olanı ihtiyacı olanla paylaşmaya ihtiyaç ve mecburiyetimiz var.
Doğarken eşit doğuyoruz.
Ölürken de eşitlik var.
Bu 2 çizgi arasını adaletli bir paylaşımla doldurarak daha güzel bir toplumsal yaşam, daha güzel bir Türkiye ve daha güzel bir dünya yaratabiliriz diye düşünüyorum.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN