Ramazan Karaca

Bu kez doktorlar 'Çare' bekliyor

Ramazan Karaca

Bugün 14 Mart bu vesileyle; gece-gündüz, kar-çamur, bayram-tatil demeden özellikle pandemi döneminde büyük bir özveriyle insanların sağlıklı yaşaması için ellerinden gelen her türlü çabayı esirgemeyen, verilen görevleri zamanında ve tam yapan; Plastik Cerrahı kızım Hüray Karaca Çökmüş ve Psikiyatri Uzmanı damadım Fikret Çökmüş; emekli olan eşim Sevcan Karaca ve kız kardeşim Reyhan Yeryaran'la birlikte, tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramlarını kutlarım.
Hepimizin bildiği bir türkü vardır: “Çaresiz dertlere düştüm, doktor bana bir çare” diye… Bu kez doktorlar çare bekliyor, bu 14 Mart Tıp Bayramında…
Çünkü bu Tıp Bayramı öncesi özellikle doktorlarla ilgili olarak gündem öylesine yükseldi ki, belki de tarihte ilk defa böylesine bir yaptırımlarla kutlanacak 14 Mart…
Bildiğiniz gibi TTB ve Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu ve sendikalar talepleriyle ilgili farkındalık oluşturabilmek ve taleplerinin karşılık bulabilmesi, sağlıkçıların öneminin bir kez daha anlaşılabilmesi için ülke genelinde iş bırakma eylemi yapılacağı açıklanmıştı.
Bu iki gün boyunca eylemlerin; acil hastalar, diyaliz hastaları, gebeler, kanser hastaları, yoğun bakım hastalarının bakımını aksatmayacak; diğer hastalara da nöbet düzeninde sağlık hizmeti verilecek şekilde gerçekleştirileceği duyurulmuştu.
Peki, neden bu duruma gelinmişti. Bugüne kadar yapılan açıklamalarda özellikle son iyileştirmelerden sonra hekimlerin ücretlerinin çok düşük kaldığı ve bu nedenle devletten ayrıldıkları hep dillendirildi. Özellikle Tıp Eğitimi alarak, arkasından TUS aşaması ve 4 veya 5 yıl olan İhtisaslık dönemlerinde zorlu mücadeleler ve çalışma sergileyen uzmanların aldıkları ücretlerin neredeyse komik bir durumda olduğu her kesim tarafından anlatılmaya başlandı. Durum bu olmasına rağmen bu konuda yapılmayan iyileştirmeler ve müdahaleler bence artık hekimlerin ümitlerini kesmesine ve kendilerini daha iyi şartlara odaklamalarına neden oldu diyebiliriz. Ardından da işte istifalar ve yurt dışı öyküleri hızlandı. Yapılan açıklamayla öğreniyoruz ki; ocak ayında 197 doktor yurt dışına gitmiş. Benim kanaatim şu ki; hiçbir hekim vatanını milletini, annesini babasını arkadaşlarını dostlarını geçmişini bırakıp yurt dışına gitmek istemez. Ama kendilerine layık görülen nedeniyle kat be kat kazanacakları yerlere gitmelerine de kimsenin söz söylemeye hakkı yoktur diye düşünüyorum. Çünkü her meslek ayrı, hekimlik ayrıdır. Biz her zaman aşırılığa kaçma konusunda uzmanız. Eskiden pek tasvip edilmeyen yöntemleri ortadan kaldırırken, şimdi de tamamen bu kesimi mağdur edecek uygulamaları getiriyoruz. Yok mu bunun orta yolu? Bir meslek kesiminin niteliğine, emeğine, bilgisine, yaptıklarına karşılık bir ücretin ödenmesi sağlanamaz mı? Pekâlâ, sağlanabilir ve bu insanların bu sıkıntıları giderilebilir. Benim yazdıklarımı biraz duygusal bulabilirsiniz ama hakikaten gerçek bu ve bunu en üst düzeyde herkesin de bildiğini zannediyorum. 
Tabii sağlık sektörünün sadece yukarıda yazdığım doktorların ücretleri konusu yok… Ama bu defa bu konu çok gündemde olduğu için bunu yazdım. Bugün her konuda zaten geniş açıklamalar yapılacak ve bizler de onları irdelemeye devam edeceğiz… 
 

Yazarın Diğer Yazıları