Seçimleri Kim Kazanamaz!!?

Yıllardır yapılan seçimleri hem takip ediyorum hem de oy kullanıyorum. Gözlemlediğim ve seçimlerden sonra hep ortaya çıkan bir tablo oluşuyor. Seçimleri kim neden kazanamıyor ve kaybediyor, bunun cevabı üç aşağı beş yukarı belli oluyor. Özellikle yerel seçimlerde biz bunları çok daha iyi bir şekilde görebiliyoruz. İşte ben bu yazımda biraz bunu anlatmaya çalışacağım...
Seçimler genel bir kavram, gündemimiz yerel seçimler olduğu için biz bunun üzerinde duralım. Öncelikle muhtarlar da seçileceği için kısaca oradan başlayayım. Muhtarlık biraz değişik bir kavram; kırsalda ve kent merkezlerinde farklı olabiliyor. Kırsalın durumu daha da farklıdır. Kırsalda seçimler daha yapılmadan az çok kimin kazanacağı tahmin edilebilir. Muhtarların neler yapabilecekleri üç aşağı beş yukarı bellidir. Dolayısıyla kırsalda ya yapabileceklerinin çok çok üstünde bir potansiyeli olan kişi muhtarlığı kazanır ve devam ettirir. Ya da bulunduğu kırsalda nüfuzu ve arkası kalabalıktır öyle kazanır. 
Gelelim ilçelere ve büyükşehire… Burada genel rüzgâr biraz daha etkili olabilir. Bilinçli bir oy kullanma sayısı olduğu kadar seçim günü “ben kime vereyim hiç ilgilenmedim” diyerek eşine dostuna, etrafına soranlar da vardır. Evet, az da olsa böyle bir kitle de var. Ama özellikle ilçe belediyelerinde, bizim için söylüyorum elbette ki kırsal mahallelerin etkisi çoktur. Bunlar daha çok adayın partisine bakarak oy kullanırlar ve örnekleri çoktur. Daha önceki seçimlerde bu görülmüştür. Öyle kırsal mahalleler vardır ki, hayatta kendi partisinin dışındaki Aday’a vermez çoğunlukla… Tabii istisnalar olabilir. Bunu şöyle de test edebiliriz. Bizim bazı ilçelerimiz var ki yüzde 70’lere varan oy alan partili adayları var. Bu kişiler bağımsız olsa, karşısında da o partisinin bir başka adayı olsa, yine yüzde 70 oyu alabilir mi? Kesinlikle hayır. Çok az yine istisnalar tabi vardır. Diyeceğim buralarda partisinin adaylarına oy verir seçmenler…
Gelelim Büyükşehir adaylarına… Hatırlayın 2014’ü kazanan Edip Uğur partisinin rüzgârı ve iyi bir starateji ile seçimleri kazanmıştır. Peki, kaybeden niye kaybetti; yine ülkenin genel siyasetinde geride olan kesimin adayı olması hasebiyle ve bu durumun yerele de yansımasıyla… Bu durum 2019 yılanda da aynı şekilde tezahür etmiştir. Kazanan bu olgularla ve iyi stratejilerle kazanmış; kaybeden de genel eğilimin doğrultusunda ve kişisel bir artısının olamayacağını düşünen seçmenin tercih etmemesi yüzünden kaybetmiştir.
Şimdi gelelim bu seçimlerdeki Büyükşehir’e… Gördüğümüz kadarıyla iki adayın şanslı olduğu ve bu anlamda yorumların yapıldığı bir seçim olacak. Daha önceki seçimde (2019) Cumhur İttifakı olarak katılan ve seçimi kazanan Yücel Yılmaz ile 2019’da Millet İttifakıyla ve başka bir adayla kaybeden kesimin bu defa sadece CHP’den seçime giren aday Ahmet Akın… 
Elbette burada adayların partilere göre oy almaları olgusu yine olacaktır. Eskiden beri partisinin adaylarına verecek olan seçmenlerin büyük bir bölümü bu defa da buna devam edecektir. Ancak Büyükşehir seçimlerinde hem kırsal hem kent seçmeni olarak adaya göre oy verme durumu da bir gerçektir. Geçmişte neler yaptığını ve yapabileceğini bildiği bir aday ile ne yapabileceğini ve potansiyelinin ne olduğunu bilmediği bir aday arasında tercihini yapacaktır. Bunu bu şekilde değerlendirerek oy kullanan sayıyı lütfen küçümsemeyin.
 Biz gittiğimiz yerlerde ve konuştuğumuz insanlardan bunları duyuyoruz. Örneğin kişi düşünecektir; “arkadaş benim şehrime kimin, hizmeti daha fazla getirme potansiyeli yüksektir” diyerek… Bu analizi yapacak ve oyunu kullanacaktır. Biraz mantıklı düşündüğünde de bunun cevabını bulacaktır. İşte bu sorunun cevabı seçimde kazananı ve kaybedeni belirleyecektir…
Bu konuda örnekler vererek bir yazı daha yazmak istiyorum, şimdilik bu kadarla bırakıyorum.  
 

[email protected]