Yalancıların Mumu Sönecek

Geçtiğimiz haftanın en önemli gündemi olan ve çok tartışılan Basın Kanunu teklifi TBMM’deki görüşmelerin ardından yasalaştırıldı. Elbette ki 30 yıldır hep resmiyeti bulunan, denetlenen gazetelerde yazan ve televizyonlarda program yapan birisi olarak benim de az çok bu konuda söyleyeceklerim var…
Öncelikle bildiğiniz gibi; “Dezenformasyonla Mücadele Yasası” olarak bilinen, basın kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifiydi yasalaşan. Çok ses getiren maddesi yalan haber ve hapis cezası durumuydu. 
Burada benim fikrim şu; bu maddeye neden karşı çıkıyorsunuz, tahmin etmiyorum ama “herkes yalan yazabilir ne var ki bunda mı?” diyorsunuz. Tabii ki bunu kimse demez; sadece ve sadece bütün becerilerini yalan ve manipülasyon üzerinden yürütenler ve iftiracılar hariç.
 Buraya şantajcıları almıyorum; çünkü şantajcılar  elde ettikleri bir haberi ceplerini doldurmak için kullananlardır. Elde ettikleri bilgi yalan olmayabilir. Onların durumu ayrı bir kategori; yani başka bir ceza konusu.
Biz yine yalan üzerinden devam edelim. Bunlar yıllardan beri “mış” ve “miş” ile haberler yapmışlardır. Yalan oldukları kanıtlanmış veya yüzlerine küfürler de dâhil olmak üzere her şey söylenmesine rağmen yine de bu şekilde haberler yapmaya ve bunları ranta çevirmeye devam edegelmişlerdir. İşte bunların mumları söneceği için karşı çıkmaktadırlar. Bu bizim alanımızdaki durumdur ve bana göre yeni yasa son derece yararlı olacaktır.
Bu yasa siyasetçileri de vuracaktır deniyor ki bunu nasıl izah ettiklerini de merak ediyorum doğrusu. Bir demeç veren siyasetçi canlı yayında söylediyse zaten o kendini bağlar ve de belge göstermeden onu söylemesine müsaade eden yayıncıyı ilgilendirir. Örneğin sen karşı çıkan siyasetçi böylesi bir durumda seninle ilgili yalan bir açıklamanın yapılmasının önlenmesi neden yanlış olsun. Hem zaten sen değil misin ki; “Biz seçimlerde iktidara geleceğiz” diyen…
Yine örneklerimize devam edelim; hepimizi yasa boğan ve 41 madencinin şehit olduğu Amasra’daki madenle ilgili olarak bir Sayıştay Raporu var ve bu bilgiler her yerde açıklandı. O raporda madenin nasıl tedbirsiz davrandığıyla ilgili tespitleri açıklayan konuşmalar yapıldı. Elde o rapor varken kimse yalan haber yaptınız diye seni hapse atabilir mi?
Burada sosyal platformlarla ilgili de birkaç cümleyle yazımı tamamlamak istiyorum. O kadar rezillikler yapılıyor ki akıllara zarar. Hiç kimse ama hiç kimse bunları savunamaz. İsim vererek veya vermeden herkese her türlü çamurlar atılıyor. Burada beni ilgilendiren bölümü, bunları hiçbir resmiyeti olmadan gazetecilik olarak yapanlardır. Hem de bunu övünerek yapanlar…
Ben onu bunu bilmem kardeşim yalancı değilsen, bu yasadan korkmayacaksın. 
Çünkü bu yasa yalancıların mumunu, inşallah söndürecektir.  
 

[email protected]